Skip to content Skip to main navigation Skip to footer

Sınav Sistemlerindeki Değişiklikler Yayıncılık Sektörüne Zarar Veriyor

03.10.2017

Sınav sistemlerindeki  değişiklikler ve belirsizlikler yayıncılık sektörüne, eğitimde kurumsallaşma hedefine ve ülke ekonomisine zarar vermektedir

TEOG sınavının kaldırılmasını takip eden zamanda YGS, LYS sınavlarının da kaldırılması ve tartışmalar kitap piyasasındaki sınavlara hazırlık kitaplarının akıbetinin ne olacağı sorusunu akla getirmekte ve Türkiye yayıncılık sektörünü tedirgin etmektedir. Program değişikliklerinin yeni kitap ve materyal hazırlanması için yeterli süre tanınmadan açıklanması, eğitim yayıncılığı yapan firmaların  ellerinde kalan stoklarla büyük bir ekonomik darboğaza girmelerine neden olmuştur.

2016 yılı cirosu 3.259 milyon TL olan eğitim yayıncılığının Türkiye’nin toplam yayıncılık sektörü içerisinde %51.44’lük bir pazar payı bulunmaktadır. 2017 yılının ilk 8 ayında toplam 270.295.600 adet bandrol alınmıştır, bu bandrollerin 142.007.170 adedi (% 52,5’i) eğitim yayıncılığına aittir (ders kitapları hariç). Eğitim öğretim dönemi başlamadan hemen önce Ağustos 2017’de alınan bandrollerin %71,7’si yine eğitim yayıncılığına aittir. 3 milyonun üzerinde öğrencinin söz konusu olduğu bir alanda piyasadaki YGS, LYS ve TEOG kitaplarının sayısının 100 milyonun üzerinde olduğu düşünülmektedir, bu kitapların TL karşılığı 2 milyardır. Öğrencilerin bu sınavlara alt sınıflardan itibaren hazırlanmaya başladıkları düşünülecek olursa, yayıncılık sektörünün uğradığı maddi kaybın büyüklüğü daha iyi anlaşılacaktır.

YGS, LYS, TEOG vb sınavların ve müfredatın sürekli değişmesinden, sistemdeki belirsizliklerden yayıncıların yanı sıra öğrenciler, veliler, öğretmenler ve sektörün önemli paydaşları olan kitapçılar, dağıtımcılar, kağıtçılar ve matbaacılar da zarar görmektedir. Eylül ayında okullar açılmadan önce kitabevleri kitap satışlarına başlamış, raflarını ve depolarını sınava hazırlık kitaplarıyla doldurmuşlardır. Bu alanlardaki ticari belirsizlik ve ani kayıplar  aynı zamanda istihdamı da olumsuz etkileyecektir.

2009 senesinde düzenlenen V. Ulusal Yayın Kongresi’nde de ele alındığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileriyle mutabakata varıldığı üzere, eğitim yayıncılarına ani değişikliklerden doğan zararlarını gidermeleri ve yeni kitaplar hazırlayabilmeleri için yeterli süre tanınmalı, gerekli bilgilendirmeler zamanında ve kapsamlı biçimde yapılmalıdır. İleri düzeydeki ülkelerde program iyileştirme ve pilot uygulama süresi beş yıla kadar uzamaktayken, ülkemizde bu süre bir yılla sınırlı kalmaktadır.

Yayıncılık sektörünün devlet tarafından teşvikler gördüğü bir dönemde, eğitim-öğretim ve sınav sisteminde istenilen değişikliklerin kademeli olarak yapılması ve sürecin sektör paydaşlarının aktif katılımıyla yürütülmesi gerektiğinin altını çiziyor, söz konusu maddi kaybın bir an önce giderilmesini diliyoruz.