Kitap Yasaklama Kararları Demokratik Toplum İlkesini Zedeliyor
13.10.2017
Kahta/Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Kahta Sulh Ceza Hakimliği 02.10.2017 tarihinde, Belge Yayınları’nın yayımladığı Faysal Dağlı’ya ait Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı), İletişim Yayınları’nın yayımladığı Fehim Taştekin’e ait Rojava Kürtlerin Zamanı ve Tutku Yayınevi’nin yayımladığı Aytekin Gezici’ye ait Kürt Tarihi isimli kitaplar hakkında gerekçe göstermeden “satış ve dağıtımın yasaklanması ve el konulması” kararı vermiştir. Söz konusu karar ilgili yayınevlerine tebliğ edilmeden belirli illerde infaza başlanmış ve kitapların satışı engellenmiştir.
Toplatma kararı verilen kitaplardan Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı) ilk kez 1994 yılında, Rojava Kürtlerin Zamanı 2016 yılında, Kürt Tarihi isimli kitap ise 2013 yılında basılmıştır.
Kitaplara ilişkin alınan her yasak kararıyla Anayasamızda güvence altına alınan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına müdahale edilmekte, demokratik toplum ilkesi zarar görmektedir. Bu yasak kararları aynı zamanda halkın bilgi alma hakkını da sınırlamaktadır.
Bilindiği üzere kitaplar basılma sürecinde matbaalar tarafından ilgili savcılıklara verilmektedir. Basın Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca ceza davası ancak kitabın teslim alınmasından itibaren 6 ay içinde açılabilir. Bu hak düşürücü bir süredir ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkının bir güvencisi olarak kanunda yer almaktadır. Hakkında “satış ve dağıtımın yasaklanması ve el konulması” kararı verilen kitapların hepsi için bu hak düşürücü süre geçmiştir. Buna rağmen karar verilmesi hukuk devleti ve güvenliği ilkesine zarar vermektedir.
Herkesin, hakkında verilen bir yargı kararından haberdar edilme ve bu karara ilişkin gecikmeksizin hukuki itiraz yollarına başvuru yapma hakkı vardır. Bu güvenceye rağmen yayınevleri kitapların yasaklanması niteliğini taşıyan kararlardan haberdar edilmemekte ve yeni basım yapma, dağıtıma devam etme gibi hukuksal ve maddi risklerle karşı karşıya bırakılmaktadır.
Türkiye Yayıncılar Birliği olarak, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasındaki anayasal ölçütlerin aşılarak düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına müdahale edilmesine, yasaklama ve toplatma kararlarıyla halkın bilgi edinme hakkının sınırlandırılmasına karşı olduğumuzu ve bu tasarrufların demokratik toplum ilkesine zarar verdiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Bu konuda mahkemelerimizin daha özenli yaklaşımına ihtiyacımız var.
Kahta Sulh Ceza Hakimliği’nin “satış ve dağıtımın yasaklanması ve el konulması” kararının kaldırılmasını talep ediyor ve herkesi düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkına daha özenli yaklaşmaya davet ediyoruz.