TGC Başkanı Orhan Erinç: “24 Temmuz bayram değil, sansürü eleştirmenin günü”
25.07.2012
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1987’den bu yana verilen ”TGC Basın Özgürlüğü Ödülü” The Marmara Otel’inde dün yapılan törenle sahiplerini buldu.
Seçici Kurul, ”kişi” dalında, basın özgürlüğü konusunda yaptığı çalışmalar dolayısıyla gazeteci Ferai Tınç’ı, tutuklu gazeteciler adına da gazeteciler Bedri Adanır ve Zeynep Kuray’ı ödüle layık gördü. Adanır ve Kuray’ın cezaevinde olması nedeniyle ödüllerini, kardeşleri Kadriye Adanır ve Sema Kuray aldı. ”Kurum” dalında ise Türkiye Yayıncılar Birliği ödüle layık bulundu.
Törene, TGC Başkanı Orhan Erinç, Başkan Vekili Turgay Olcayto, Başkan Yardımcısı Vahap Munyar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver, Genel Sekreter yardımcıları Zafer Atay ve Ahmet Özdemir, Yönetim Kurulu üyeleri Recep Yaşar, Arif Kızılyalın ve Celal Toprak, TGC Basın Senatosu Başkanı Sedat Ergin, TGC Önceki Başkanı Nail Güreli, TUHİD Başkanı Fügen Toksü, gazeteci Nedim Şener, yayıncı Ragıp Zarakolu ve çok sayıda davetli katıldı.
24 Temmuz sansürü eleştirme günü
TAV’ın desteğiyle düzenlenen törende konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, bugün sansürün kaldırılışının 104’üncü yıldönümü olduğunu anımsatarak, ”Sansürün varlığından söz etmek zorunda kalışımız utanılacak bir durumda olduğumuzu da sergiliyor” dedi.
Erinç, TGC’nin 24 Temmuz’lar için ‘Basın Bayramı’ deyimini kullanmadığını belirterek “Bizler 24 Temmuz’ları yasa maddelerine yerleştirilen sansürcü yaklaşımı ve baskılar yoluyla oto sansürü körükleyen yaklaşımı gündeme getirerek, eleştirmenin özgün bir günü olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Orhan Erinç: “Anlamakta Zorlanıyoruz”
Gazetecilerin sorunlarına dikkat çeken Erinç, şöyle konuştu:
“Sorunlarımızın başında terörist konumunda yargılanan meslektaşlarımız geliyor. 90 gazeteci tutuklu olarak yargılanıyor. Özel yetkili mahkemelerin usul ve esasta yaptıkları hatalar nedeniyle üst düzey yönetici ve yargı görevlilerinin dile getirdiği eleştiri ve suçlamalar gündemdeyken, görevlerini sürdürmelerinin sağlanmasını hukukla bağdaştırma olanağı bulamıyoruz. Bu hukuk garipliği yetmezmiş gibi, masumiyet karinesi ilkesini yok sayarak, kim olursa olsun kendilerini hüküm vermeye yetkili görenleri de anlamakta zorlanıyoruz.
Meslektaşlarımızla ilgili iddianamelere dayanak olan soruşturma aşamasında kendilerine haberleri, yazıları, özel arşivleri ve haber kaynaklarıyla görüşmeleri, hatta basılmamış kitapları ile ilgili sorular yöneltilmişken ‘Hapiste gazeteci yok’ böbürlenmeleri sadece bizlerin değil, uluslararası kuruluşların da yadırgadığı bir başka yaklaşımı oluşturuyor.”
3. Yargı Paketinin yasalaştırılırken söylenenlerle uygulama arasındaki çelişkilerin de Türkiye’deki hukuk anlayışının yetersizliğini ortaya koyduğuna işaret eden Başkan Erinç, “Halkın bilgilenme hakkını kullanması da ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmadığı için her gün biraz daha zorlaşıyor. Bu hakkın kullanılmasına aracılık eden gazetecilerin, ellerinden alınan yıpranma hakkını geri getirme vaatlerinin unutulmuş olması da meslek sorunlarımızın sürmesi sonucunu gündemde tutuyor. Bugün Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması, ceza öngören öteki yasaların da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına uydurulması isteğimizi bir kez daha yineliyoruz” dedi.
Ferai Tınç: “Sayı pazarlığında yokuz”
2012 TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü alan gazeteci Ferai Tınç, 2012 yılında yaşanan basın ve ifade özgürlüğü ihlallerine dikkat çekerek, “Sözde gazeteciler bayramını kutluyoruz. 104 yıl önceden bugünü görebilselerdi bizim duayenlerimiz, gözlerine inanamazlardı herhalde. Bugün değişik düşünce ve siyasetleri savunan, farklı bakış açılarıyla haber yapan gazeteciler cezaevlerinde. Yetkililer bu duruma çözüm aramak yerine iki mazerete sarılıyorlar. Sayı pazarlığı yapıyor ve cezaevlerinde sayıları 90’a ulaşan, henüz mahkemeye bile çıkmamış gazeteciler için ‘onlar terörist’ diye karar açıklıyorlar. Biz sayı pazarlığında yokuz” diye konuştu. “Bir gazeteci bile yazdığı yazı ya da attığı manşetten tutuklansa bize göre orada basın özgürlüğü ihlali vardır” diyen Tınç, şöyle devam etti:
“Gazetecilik dışında hangi meslekte terörist olduğu gerekçesiyle bu kadar çok kişi cezaevine gönderilmektedir? Türkiye uluslararası kurumlarda basın özgürlüğü konusunda sürekli uyarılır hale geldi. Bu ödülü gazete sahipleri köşeye sıkıştırılmış, yazarları baskı altında, muhabirleri susturulmuş derin bir oto sansür ikliminde alıyorum.”
Tutuklu gazeteciler adına Zeynep Kuray’ın ödülünü alan kardeşi Sema Kuray, kardeşinin cezaevinde olmasına çok üzüldüğünü ifade etti. Kuray, “Onu o duvarların durduramayacağına eminim. Zeynep çıkacak ve yine yazmaya devam edecek. Zeynep, bu ödülü tüm tutuklu gazeteci arkadaşlarına adamak istedi. Bende onlara ithaf ediyorum” dedi.
Metin Celal Zeynioğlu: “Özgürlük savaşı zor”
Türkiye Yayıncılar Birliği adına ödül alan Türkiye Yayıncılar Derneği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu, “1995 yılından beri kurum olarak raporlar hazırlıyoruz. Maalesef her yıl gittikçe daha zorlaşan bir düşünce özgürlüğü savaşımı var. Bunun acısını bu sene çektik. Yayınlama Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu cezaevine girdi. Bu ödülü Ragıp Zarakolu’yla birlikte alıyorum” diye konuştu. Yayıncı Ragıp Zarakolu ise 24 Temmuz’un sadece sansürün kaldırılması değil aynı zamanda Türkiye’de Anayasal dönüşümün başladığı ve 1908 devriminin tarihi olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin hâlâ demokratik bir anayasa yapamayışını son derece garipsiyorum. 1908’in sloganını tekrarlıyorum: Eşitlik, kardeşlik, adalet ve hürriyet” dedi.
Törende Sürekli Basın Kartı almaya hak kazanan 98 gazeteciye anı plaketi, Geleneksel Gazeteciler Günü’ne katkıları nedeniyle TAV İstanbul Terminali İşletmeleri A.Ş adına TAV İstanbul Müdürü Kemal Ünlü’ye de TGC Başkan Yardımcısı Vahap Munyar teşekkür plaketi verdi.
700’e yakın gazetecinin katıldığı tören düzenlenen yemeğin ardından sona erdi.
TGC Bizim Gazete