3. Yargı Paketi’nden beklenen özgürlük çıkmadı
12.06.2012
Hükümetin düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarının genişletildiği söylemine karşın, TBMM’deki 3. Yargı Paketi, basına özgürlük yerine sansür ve tehditler içeriyor. 100’ü aşkın tutuklu gazeteciler sorununa da çözüm içermeyen paketi yetersiz bulan basın meslek örgütleri, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 6 ve 7. maddeleri kaldırılmadıkça ve TCK’da ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler değiştirilmedikçe özgürlükten söz edilemeyeceğini vurguladı.
Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan ve TBMM Adalet Komisyonu’nda önceki hafta kabul edilen “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı” can yakıcı tartışmalara çözüm üretmekten uzak görünüyor.
Bir daha yazarsan yakarım
Üçüncü Yargı Paketi diye sunulan düzenlemede ifade özgürlüğüyle ilgili düzenlemelerin ilki, tasarıya adını da veren basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin soruşturma ve davalar ile kesinleşmiş cezaların üç yıl süreyle ertelenecek olması. Ancak düzenleme başından sonuna sınırlama ve mayınlarlarla dolu. Çünkü, öncelikle tasarı, basın özgürlüğünü sınırlayan mevzuata dokunmuyor, onu genel esaslarıyla koruyor.
Tasarı, erteleme kapsamını “basın yayın yoluyla ya da başkaca düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup, temel olarak adli para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan bir suçtan dolayı açılan soruşturma ve davalar” ile sınırlıyor. Düzenlemedeki ikinci sınırlama, ertelemenin 31 Aralık 2011’e kadar basın yayın yoluyla işlenen suçları kapsayacak olması. TBMM Genel Kurulu’ndan bir değişiklik olmazsa, 1 Ocak 2012’den sonra düşünce açıklamaları nedeniyle gazeteci, yazar, aydın ve sanatçılar hakkında açılan soruşturma ve davalar otomatik olarak erteleme kapsamı dışında kalacak ve görülmeye devam edilecek.
Zaman zaman “basın affı” yakıştırması yapılsa da düzenlemede sansürcü zihniyeti açığa vuran asıl nokta, ertelemenin üç yıl süreyle sınırlı ve şarta bağlı olarak lütfedilmesi. Tasarı, ertelemeden yararlanacakların bir daha benzer şekilde basın yayın yoluyla ifade özgürlüğünü kullanmalarını engelleyecek nitelikte.
Ses kaydı yayınına ağır ceza
Tasarıya göre, “hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişi, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi halinde” ancak kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilebilecek. Üç yıl içinde yeni düşünce suçu işlemeyecekler hakkındaki mahkûmiyet sonuçları tümüyle ortadan kalkacak. Ancak “üç yıllık erteleme süresi içinde kanun kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi halinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya kovuşturmaya devam” olunacak. Böylece dava ve cezası bu yasayla ertelenecek gazeteci-yazarlar benzer içerikte yeni haber ve yazı yazmak için ya eskisiyle birlikte yeni dava ve cezayı göze alacak ya da oto sansür yaygınlaşacak.
Tartışılan bir diğer düzenleme ise, ses ve görüntülerin izinsiz kaydedilmesi ve bu kayıtlarının yayınlarıyla ilgili TCK’nın 132 ve izleyen maddelerindeki değişiklikler. Özel hayatın gizliliğinin korunması ilkesi ile basın özgürlüğü açısından denge kurulması gerektiği için en hassas tartışma bu alanla ilgili oldu. Tasarı, bu alandaki suçları düzenleyen maddeleri esasta korurken, ceza miktarlarında değişikliğe gitti. Ancak Adalet Komisyonu’nda kabul edilen 3. Yargı Paketi taslağında, son dakikada basına yasak cezası daha da ağırlaştırıldı. İnternet ortamına konulan bir ses veya görüntülü kaydı yayınlayan basın yayın organlarına iki yıldan beş yıla kadar ceza verilmesi benimsendi.
Örgüt belası her yerde
Tasarıda TMK ve TCK’da da kısmi değişiklikler var. Ancak bunların arasında cezaevindeki tutuklu gazeteci yazarlar sorununu çözecek net bir düzenleme yok. Bunun nedeni içerideki gazeteci-yazarlar ağırlıkla haber ve yazıları nedeniyle cezaevine atılsalar da hemen hepsinin bir örgüt üyeliği ile suçlaması. Buna göre, gazeteciler haber-yazıları nedeniyle üç yıllık ertelemeden yararlansalar da örgüt suçlarıyla ilgili TCK ve TMK maddelerinde değişiklik olmadığı için durumlarında esaslı bir değişiklik beklenmiyor.
TMK kalkmadan çözüm yok
Basın affı beklentisinin çok uzağındaki üçüncü yargı paketindeki düzenlemeler basın meslek örgütlerince ağır şekilde eleştiriliyor. Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Başkanı Ercan İpekçi, paketle ilgili şunları söyledi: “Düzenlemeler cezaevindeki gazetecilerin sorununu çözümünde yetersiz kalacaktır. Basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar da kaldırılmıyor. Tasarı, sorun yaratan suç tanımı ve suç unsurlarını değiştirmiyor.
Mevcut yasakları aynen koruyor. Şartlı af bir tehdittir ve oto sansür uygulamasına yol açar. Bu düzenlemeyle basın özgürlüğü genişletilmiyor, engeller korunuyor. Bu değişiklik hapistekilere özgürlük de sağlamayacak. Çünkü onların hepsine örgüt üyeliği suçlaması da yapıştırılıyor. TMK 6 ve 7. maddeleri tümden kaldırılmalı, diğer maddeleri yeniden düzenlenmeli. TCK’nın ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayan 27 ayrı maddesindeki suç tanımı ve unsurları değiştirilmelidir.” Çağdaş Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Göktaş da, “Yargı paketi ile getirilen düzenlemeler, basın özgürlüğü açısından hiçbir ilerleme getirmiyor” dedi.
Adnan Keskin – Taraf
12.06.2012